Türk ceza hukukunda hırsızlık suçu; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun (TCK), ikinci kitabının “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı, ikinci kısmının, onuncu bölümünde 141. ile 147. maddeler arasında düzenlenmiştir. Malvarlığına karşı suçlar içinde yer alan bu suç tipi, ek olarak; dolandırıcılık, yağma, güveni kötüye kullanma gibi suç tipleriyle de yakın bağ içermektedir.
Hırsızlığın konusuna ilişkin olarak; hırsızlığın temel şekli ilgili Kanunda 141. maddenin 1. fıkrasında; “zilyedin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak amacıyla bulunduğu yerden alan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Ancak Kanunun ilk halinde 2. fıkrada yer alan “ekonomik bir değer taşıyan her türlü enerji de taşınır mal sayılır” hükmü 6352 sayılı Kanunun 105. maddesinde yürürlükten kaldırılarak “elektrik enerjisi” hırsızlık suçunun konusu olmaktan çıkarılmıştır. Hırsızlık suçunun konusu, “başkasına ait taşınır mal” olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yüzden konunun; “mal olması, taşınır ve başkasına ait halde bulunması” lazımdır. Taşınmaz mallar hırsızlık suçunun konusu olamazlar. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun (TMK) 762. maddesinde de “taşınır mülkiyetin konusu, nitelikleri itibariyle taşınabilen maddi şeyler ile edinmeye elverişli olan ve taşınmaz mülkiyetinin kapsamına girmeyen doğal güçlerdir.” tanımı yapılmıştır. Şu halde, “taşınır mal” kavramı; sabit olmayan, bir yerden başka götürülmesi mümkün her türlü eşya anlamına gelmektedir. Bir taşınmazdan sökülen veya sökülebilen şeyler de taşınır kavramına dahil bulunurlar. Yaşayan sahipli hayvanlar, mal olarak kabul edilirken, sahipsiz ve yabani hayvanlar suçun konusunu oluşturamazlar (TCK 151/2). Yaşayan insan vücudunun parçaları mal olarak hırsızlığa konu olamazlar iseler de kişiye ait kendine özgü parça kabul edilerek hırsızlığa bu şekilde konu olabilirler. Hukuk düzenin ilgisi çekecek miktara ulaşmayan misli eşyalar taşınabilir eşya olarak nitelendirilemezler. Bu hususta taşınır malın katı olması da lazım değildir. Gaz veya sıvı halde bulunabilir (TCK 142/3). Taşınır malın fiziki bir yapısı olmalıdır. Bu nedenle bir hak veya hizmet hırsızlığın konusu olmadığı gibi, yazılı hale getirilerek maddi yapıya kavuşmamış düşünce açıklamaları da hırsızlık suçunda mal sayılmazlar. Buna benzer olarak bilgisayar programları da tek başına taşınır mal sayılamazlar. Ancak bir CD, mal olarak sayılabilir. Banka veya kredi kartları da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. Zira söz konusu bu kartların eşya niteliğinin yanında ekonomik bir değeri de vardır. Ancak hırsızlık suçunun konusunu oluşturan her malın mutlaka iktisadi ve ekonomik bir değeri olması gerekmez. Sahibi için büyük manevi önemi olan mal da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. “Başkasına ait olma” unsuru da hırsızlık suçunun konusu bakımından önemlidir. Sahibi belli olmayan bir malın bulunduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturmaz. Müşterek veya iştirak halinde mülkiyete tabi mallar da hırsızlık suçunun konusunu oluşturabilir. Konunun fiilden etkileniş şekli ve derecesinde göre yapılan ayrım kapsamında hırsızlık, bir zarar suçudur. Çünkü bu suçun konusunu oluşturan taşınır eşya, el değiştirmek suretiyle fiilden somut olarak etkilenmekte ve bir zarara uğramaktadır.
Suç tiplerinin iç içe geçtiği adli vakalarda hırsızlık suçunun konusunun araştırılmasında alanında uzman avukattan danışmanlık alınması halinde; ilerleyen zamanda hukuki, cezai, maddi ve manevi sorunlar yaşaması önlenebilir.
Hırsızlık suçunun konusunun araştırılmasında alanında uzman avukatın hukuki yardımı ve takibine başvurmak mümkündür.
“Türk ceza hukukunda hırsızlık suçunun konusu nedir? Hırsızlık suçu başka hangi suç tipleri ile karıştırılabilir?” şeklinde oluşabilecek sorulara en kısa şekilde yanıt bulmak için, alanında uzman avukatın görüşüne başvurulabilir. *YA003
Yazar: Arb. Av. Cem BOZKURT (A.D.B.-18125/İst. Barosu-57555)
